Beacon Hills RPG

Emilia odasında tarih kitabını ararken bir yandan telefonundan arkadaşına mesaj atıyordu. Sonunda kitabını bulmuştu, her zaman ki gibi diğerlerinin arasında unutmuştu. Koşarak aşağı indi hemen mutfağa gitti ve iki tane tost ekmeği çıkardı ve dolaptan tost yapmak için malzemeleri çıkardı. Dolaptan bir tane de meyveli soda alıp evden çıktı. Arabasına binecekken eve geri dönmek zorunda kalmıştı. Arabaya geri dönüp okula doğru yola çıktı trafik fazla sıkışık değildi. Okula geldiğinde yakın arkadaşı Nina’yı gördü onun yanına gitti. Birlikte kütüphane ’ye gittiler ders için birkaç kitap alması gerekti.
“Bir an önce bul kitapları burası üstüme geliyor valla.”
“Arada uğrasan aslında çok iyi bir yer çok faydalı şeyler var.”
Aradığı kitabı bulmuştu. Saatine baktı ders başlamak üzereydi hemen sınıfa çıktı.

Herkes çoktan yerine oturmuş, kitaplarını bile açmışlardı. Lia da yerine oturdu ve kitabını çıkardı. Tam zamanın da gelmişti kısa bir süre sonra öğretmen gelmişti. Sıkıcı bir dersin ardından teneffüs zili çalmıştı. Bahçe’ye çıkıp etrafa göz gezdirdi, en sakin yeri buldu ve oraya oturdu. Yanında getirdiği sandviçi çıkardı ve yemeğe başladı. Yanına koşarak Nina gelmişti onunda elinde bir meyve suyu vardı içerken bir yandan da konuşuyordu.
“Bugün okula yeni bir çocuk gelmiş adı Nate çok yakışıklı.”
“Tabi, eminim öyledir. İstersen bunu Daniel’e söyle biliyorsun kıskanç.”
Ne zaman bir erkek arkadaşı olsa Dan çocuğa yapmadığını bırakmazdı. Ve genelde hep haklı çıkardı. Onlar sohbet ederken Nina’nın erkek arkadaşı da yanlarına geldi.
“Kızlar! Neden beni beklemediniz. Bak işte zil çaldı konuşamadık bugün sevgilimle.”

Lia onları dinlemeden sınıfa doğru yürümeye başladı. Koridor çok kalabalıktı, sınıfa girmek için herkes koşturuyordu. Lia kimseye çarpmamak için dikkatlice yürüyordu, birden kendini yerde buldu. Kafasını kaldırdı yavaşça ve ona bakan bir çift yeşil göz gördü çocuk sırıtıyordu. Lia ise sinirle yerinden kalktı ve üstünü temizledi.
“Komik mi sence? Önüne baksana biraz.”
Çocuk yerde duran telefonu alıp Lia’ya uzattı, ardından sırıtarak sınıf girmişti. Lia telefonunu cebine koyup oda arkasından sınıfa girdi. Hemen arkasında Nina duruyordu elini omzuna attı ve Lia ile birlikte sıraya kadar yürüdüler. Artık derslerden sıkılmışlardı tek mutlu eden şey ise bunun son ders olmasıydı. Durmadan saatine bakıyordu, gözü bir ara demin ki ukala takıldı biri ile mesajlaşıyordu göz göze gelmişlerdi.

Lia hemen gözleri kaçırdı ve defterine bir şeyler karalamaya başladı. O tarafa bakmamak için çok uğraşmış, zilin çalması ile rahat bir nefes almıştı. Dolabının önünde durmuş yarın ki dersler için çıkardığı notları aldı ve çantasına koydu. Arabasına çantasına attı ve Nina’yı beklemeye başladı. Yarım saat süren bekleyişin ardından gelmişti.
“Gelmeseydin keşke. Valla ömrüm seni beklemek ile geçti.”
“Aşk olsun şekerim. Bu arada dikkatimi çekmedi değil yeni çocuk ile aranız iyi galiba.”
“O ukala şey mi asla! Hem bana çarpıyor hem de sırıtıyor.”
Yolda giderlerken Nina tüm gün biriktirdiği dedikoduları anlatıyordu. Eve geldiklerinde Lia önce arabasının arkasına koyduğu eşyalarını aldı ve eve girdi. Nina nerede ise sekiz senedir bu eve geliyordu burada yaşıyor gibiydi alışmıştı.

Yemek için bir şeyler hazırlamaya başladılar. Lia meyve salatası hazırlıyordu, Nina ise krem şanti yapıyordu. Bir yandan da bugünkü olanları konuşuyorlardı.
“Bence hoş bir çocuk bakışları falan çok hoş değil mi?”
“Hangi çocuk? Şu kendini beğenmiş olan mı? Hiçte hoş biri değil.”
Nina manalı bir bakış atmıştı, Lia ise ona ufak bir gülümseme ile karşılık verdi.

Salata ve içecekler ile salona geçtiler. Lia hoş bir film koymuştu DVD çalara bir yandan izliyor, bir yandan da yeni çocuktan konuşuyorlardı. Film sonuna doğru sıkmaya başlamıştı, sonunu beklemeden kapattılar. Nina hemen yeni bir konu açtı ve Ethan ile ilişkilerinden bahsetmeye başladı. Kafasına yeni çocuk ile Lia’nın arasını yapmayı koymuştu bu yüzden hep o çocuktan bahsediyordu.
“Kabul et hoş çocuk. Bak şunu kabul et bu konu kapansın.”
“Tamam, kabul ediyorum hoş çocuk neydi adı? Nate tamam gözleri çok hoş, fiziği de fena değil ama… Tamam ya hoşlandım ama olmaz.”
“Kimden hoşlandın?”
Lia arkasına baktığında ceketi elinde duran abisini gördü. Kalbinin atışı iki kat artmıştı bunu önlemeye çalışırken Nina çoktan eşyalarını toplayıp gitmişti Lia da odasına kaçmıştı. Hemen duşa girdi abisi ile konuşmaktan kaçmak için.

Duştan çıktığında biraz da olsa rahatlamıştı. Dolaptan kendine bir rambo atlet çıkarmış üstüne de siyah kısa bir hırka aldı. Her zaman giydiği siyah pantolonu da giyip aşağı indi. Abisi ortalıkta görünmüyordu, eline edebiyat öğretmeninin tavsiye ettiği kitabı aldı.
“Gözleri çok hoş, fiziği fena değil ha. Kimmiş bu çocuk söyle bakalım.”
“Kimse değil Nina konuşmayı bıraksın diye dedim.”
Daniel buna pek inanmamıştı, Lia da zaten söylediklerine inanmamıştı. Abisi tam karşına oturmuş bir yandan telefonu ile uğraşıyor, bir yandan da konuşuyordu.
“ Konuştuklarınız ile senin söylediklerin bir birine çok zıt.”
“Yani senin bizi dinlemen sorun değil ama benim yalan söylemem mi yanlış.”
Lia bunların kızsal meseleler olduğu söylerken klasik kesme işaretini yapmıştı.

Abisi kalkıp gitmişti bile. Lia ise kitabını okumaya devam edecekti ki telefonu çalmaya başladı, önce ekrana baktı. Kitabı kenara koyup telefonu açtı.
“Acil yardımın lazım! Bir kurt adam burada yardımın lazım.”
“Anladım hemen geliyorum. Yanıma gerekli eşyaları alıp yola çıkıyorum bile.”
Lia hemen odasına çıktı ve gerekli birkaç eşya aldı. Arabaya binerken aklı abisinde kalmıştı ona haber vermesi gerekliydi ama bu defa kendi halletmek istemişti. Yolda giderken yapacağı planı düşündü kurt adamsa onu güçsüz düşürmeliydi. Bunun tek yolu da kurtboğan dı yada üvez ağacı kullanmalıydı. Bu defa yalnız yapmalıydı kimseye ihtiyacı yoktu, çalışmaları bitirmiş bilge druid olmuştu. Abisi buna rağmen onu korumaktan hiç vazgeçmemişti, Lia bunu çok sevse de artık istemiyordu.